ÇÖZÜMLERİMİZ
Şirket’in İflasında Finansal Verilerin Etkisi
Avrupa ve Amerika’daki köklü işletmelere bakıldığı zaman, işletme sürekliliğine katkı sağlayan en önemli unsurun, finansal verilerin gerçeği yansıtması, doğru yorumlanması ve yapılan yorumlar neticesinde de geleceğe yönelik planlama ve bütçelemelerin en az sapmalar ile gerçekleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Özellikle bütçeleme çalışmalarının işletmelerde olmazsa olmaz olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Anlık siparişlere veya kısa vadeli öngörülere göre yapılacak olan yatırım kararları bilinçsiz bir şekilde yapılan borsa yatırımı gibidir. Kısa vadede kazanç sağlayabilirken uzun vadede karşılaşılabilecek risklere karşı yönetimin hazırlıksız olmasına neden olacaktır.
Gelecek yönelik karar alma sürecinde öncelikle varsayımlarınızın temeli olan önceki döneme ait finansal verilerinizdir. Finansal durumun (Bilanço) ve finansal performansın (Gelir tablosu ve nakit akış tablosu) geleceğe yönelik varsayımlar oluşturulurken en doğru şekilde masaya yatırılması gerekmektedir. Varlıklarınızın ve yükümlülüklerinizin vadeleri doğru mu, özellikle yasal düzenlemelere göre kayıtlara alınan uzun süreli duran varlıklarınız ne kadar gerçeği yansıtıyor. Binalarınızın, makinelerinizi ve diğer varlıklarınızın değeri vergi uygulamalarına göre amorti edilerek, gerçek değerlerinin ne kadar altında olduğunun bilinmesi gerekir. Yöneticilerin karar almak için kullanacağı finansal durum tablosu (Bilanço) vergi uygulamalarına yönelik hazırlanana finansal durumdan farklı olarak gerçeğe uygun durumu yansıtacak şekilde hazırlanmalıdır.
Diğer bir kıstas ise performansa yönelik olandır. Uygulamada en çok karşılaşılan hatalardan birisi brüt “Brüt Satış Zararı” kavramıdır. Eğer gerçekten böyle bir durum varsa önünüzde iki seçenek vardır. Ya işletmeye artık kilidi vurarak tasviye sürecini başlatmak veya nedenlerin tespit edilerek nasıl bir iyileştirme stratejisinin uygulanacağına karar vermektir.
Öncelikle gelir tablosunun, finansal durum tablosundaki gibi olabildiğinde gerçeğe uygun hale getirilmesi, bazı tahakkuk ve yansıtma işlemlerinin netleştirilerek olduğundan fazla görünen kalemlerin düzeltilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan iki ana finansal tablolardan sonra maalesef Ülkemizde dikkate alınmayan ancak yabancı yatırımcılar için en önemli performans göstergesi olan Nakit Akış Tablosudur. Ülkemizde gelir tablosuna göre kar eden, ancak nakit akış problemi yaşayan binlerce işletme bulunmaktadır. Sadece satışa yönelik çaba harcanması, alışlar ve satışlar için yanlış vade çalışmaları uygulanması ve bu yanlış uygulamalar neticesinde işletmenin kısa vadeli ödemelerini yine kısa vadeli krediler ile karşılaması sonucu ortaya yüklü miktarda faiz gideri çıkarmaktadır. Birçok işletme faaliyetlerinden kar ederken, finansman giderleri yüzünden zarar etmektedir. Konkordato çalışmalarında da birçok kez karşımıza çıkan bu durumda işletme artık ortaklar için değil bankalar için faaliyette bulunmaktadır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan finansal tabloların ve bunlara ilişkin diğer detay verilerin ışığında kendilerinin kontrolünde olmayan dış etkilere (ülke ekonomisi, sektörel durumlar vb.) karşı oluşabilecek muhtemel etkileri de göz önüne alarak geleceğe yönelik planlama yapabilir.
Oluşabilecek olumsuzluklar sonucunda da gerçekleşebilecek en az zarar ile faaliyetlerine devam edebilir.