Dış Teyit Alınamadığı Durumlarda Ticari Alacaklar İçin Uygulanabilecek Alternatif Denetim Prosedürleri Nelerdir?
Bilindiği üzere; BDS 505 kapsamında dış teyit gönderilen, yapılan üstelemelere ve yönetimin de karşı taraftan teyit alınması için desteğinin alınmasına rağmen; yanıt alınamayan durumlarda artık Alternatif Denetim Prosedürü uygulanması bir tercih değil uygulanması gereken bir zorunluluktur.
Alacak bakiyesini üçüncü taraftan doğrulayamayan denetçi alternatif prosedürleri uygulamak üzere işletme içinden elde edeceği denetim kanıtlarına yönelecektir.
Bu kapsamda; denetçiler tarafından en yaygın gerçekleştirilen testin, ilgili carinin yıl içerisinde hareket görüp görmediği ve seçilen faturaların muhasebe kayıtları ile doğruluğunun sağlanması olduğu görülmektedir. Söz konusu detay testler yanlış bir uygulama olmamakla birlikte, tek başına alacak bakiyesini doğrulamak adına yetersizdir.
Denetçi söz konusu alacak bakiyesini doğuran işlemin özüne odaklanmalıdır. Bu işlemin bir ticari mal satışı olduğunu göz önünde bulundurulduğunda; ilgili satışın muhasebe kayıtlarına geçebilmesi için zaten bir faturaya dayanması gerekmektedir. Bu durumda satış faturaları için İşletme tarafından yapılan tahsilatların banka hareketlerinden doğrulanması denetçiye alternatif bir denetim kanıtı sağlayacaktır.
Ayrıca; söz konusu ticari malın işletme stoklarından çıkışını tevsik edecek belgeler (ambar çıkış fişi vb.), teslim için kesilen bir sevk irsaliyesi ile ticari malın yerinde teslimi adına katlanılmış bir nakliye faturası da uygulanacak alternatif testler arasında sayılabilecektir.
Bu noktada; denetçinin asıl amacı birbiri ile bağlantılı olan farklı denetim kanıtlarının birlikte değerlendirilmesi ve böylelikle İşletme içinden elde edilen denetim kanıtlarının güvenilirlik seviyesinin arttırılmasıdır.